Hasta tamamen iyileşti.
 - The patient made a full recovery.
Bir hasta geç dönem kürtaj yapılabilir mi?
 - Can a case be made for late-term abortions?
Onun kalesi kırık camdan yapılmıştı.
 - His castle was made of broken glass.
Hayır, sana kızgın değilim, sadece hayal kırıklığına uğradım.
 - No, I'm not mad at you, I'm just disappointed.
O, müziği deli gibi seviyor.
 - He is mad about music.
Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.
 - The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.
Eşiniz size çok kızgın.
 - Your wife is mad at you.
Tom'un bana çok kızgın olmadığını umuyorum.
 - I hope Tom's not too mad at me.
Tom bana sinirli ama onu suçladığımı söyleyemem.
 - Tom is mad at me and I can't say I blame him.
Çağırılmadığı için sinirliydi.
 - He was mad because he was not invited.
Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı.
 - It was mad of him to try to swim in the icy water.
Tom Mary'ye çılgıncasına âşıktı.
 - Tom was madly in love with Mary.
O kadar üzgündü ki neredeyse çıldırmıştı.
 - He was so sad that he almost went mad.