Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- He will find the bus stop easily.
Askerler isyanı kolayca bastırdı.
- The troops easily put down the rebellion.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Ben ısıya duyarlı olduğum gibi, yaz aylarında klima olmadan rahatça yaşayamam.
- As I'm sensitive to heat, I can't live comfortably without air-conditioning in summer.
Yeni evimize rahatça yerleştik.
- We are comfortably established in our new home.
She finished the job with ease.
- Sie hat den Job mit Leichtigkeit erledigt.
He did the crossword with ease.
- Er machte das Kreuzworträtsel mit Leichtigkeit.