memleket

listen to the pronunciation of memleket
Turkish - English
country

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

He betrayed his country. - O, memleketine ihanet etti.

fatherland
land

Tom owns a small piece of land in the country. - Tom memlekette küçük bir araziye sahiptir.

Books can transport you to faraway lands, both real and imagined. - Kitaplar sizi hem gerçek hem de hayali uzak memleketlere götürebilir.

homeland
country; hometown, homeland; mother country, fatherland
slang Beyoğlu, Pera
country, land (a political state)
(Konuşma Dili) one's native region, the area one grew up in; home town
native shore
bourn
motherland
(Konuşma Dili) region, area
(Konuşma Dili) city
mother country
the whole country, the whole nation
domain
one's native land, fatherland
bourne
government

Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives. - Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

territory
home town

This view reminds me of my home town. - Bu manzara bana her zaman benim memleketimi hatırlatıyor.

On a sudden impulse, I returned to my home town. - Ani bir dürtü üzerine, memleketime geri döndüm.

hometown
memleket dışı
(Askeri) outlying
memleket aşkı
love of country
memleket dışı üs
(Askeri) outlying base
memleket dışına sürme
expatriating
memleket dışına çıkma
expatriating
memleket dışına çıkmış
expatriated
memleket gezisi
nationwide tour
memleket içi refakat
in-country escort
memleket saati
(Askeri) civil time
memleket yolunda
homeward bound
memleketler
of countries
ne âlâ memleket! What a fine kettle of fish!/What a wonderful state of affairs!
(said sarcastically)
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) (C.: Memâlik) Bir devletin toprağı, ülke, yurt
(Osmanlı Dönemi) Bir insanın doğup büyüdüğü yer
(Osmanlı Dönemi) Şehir. İl, kasaba
Bir ülkede yaşayan bireylerin bütünü
Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, yurt: "Memleket isterim / Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun."- C. S. Tarancı. İklim ve üretim bakımından ele alınan bölge: "Lübnan; portakal, turuncu, hurma ve muz memleketiydi."- R. H. Karay
İklim ve üretim bakımından ele alınan bölge
Bir kimsenin doğup büyüdüğü yer, yurt
Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke
Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların bütünü, ülke: "Memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde olabilirler."- Atatürk
Bir ülkede yaşayan bireylerin bütünü: "Bütün memleketin kadınları bugün, en fakiri bile, beyaz giymişler, beyaz örtünmüşler."- H. E. Adıvar
sıla
(Osmanlı Dönemi) HAVZA
memleket havası
Halk türküsü
Memleketler
memalik
memleket
Favorites