Tom yirmi altı yaşındayken hayat arkadaşı Mary'yle tanıştı.
- Tom met his life mate, Mary, at the age of twenty six.
Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
Büyük yem, dostum, sekizde sekiz veriyorum.
- Great bait, mate, I rate eight out of eight.
Kokkinakis kız arkadaşını vurdu. Bunu sana söylediğim için üzgünüm dostum.
- Kokkinakis banged your girlfriend. Sorry to tell you that, mate.
Mary bir materyalisttir.
- Mary is a materialist.
Benim çok fazla materyalist olduğumu düşünüyor musunuz?
- Do you think I'm too materialistic?
Giyim eşyasının hangi malzemelerden yapıldığını merak ediyorum.
- I wonder what materials the garment is made of.
Ağaçkakan, eşini besliyor.
- The woodpecker is feeding its mate.
The pieces of the puzzle mate perfectly.