O tembel olmaya eğimlidir.
 - He is inclined to be lazy.
Onunla aynı fikirde olmaya meyilli hissediyorum.
 - I feel inclined to agree with her.
Durgun olan çocuk bir hayal dünyasında yaşamaya daha meyillidir.
 - The inactive child is far more inclined to live in a world of fantasy.
Kabul etmeye eğilimliyim.
 - I'm inclined to agree.
Sana inanmaya eğilimliyim.
 - I'm inclined to believe you.
Tom tembel olmaya yatkın.
 - Tom is inclined to be lazy.
O tembel olmaya eğimlidir.
 - He is inclined to be lazy.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
 - Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.