litigate; sue, prosecute

listen to the pronunciation of litigate; sue, prosecute
English - Turkish

Definition of litigate; sue, prosecute in English Turkish dictionary

law
{i} hukuk

Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir. - Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime.

O, üniversitede hukuk eğitimi alıyor. - He is studying law at the university.

law
kanun

Yeni vergi kanunu boşluklarla dolu. - The new tax law is full of loopholes.

Kanun herkes için aynıdır. - The law is the same for everyone.

law
sakçı
law
{i} kural

Araba sürerken trafik kurallarına uymamız gerekiyor. - You should obey the traffic laws when you drive.

Her şey doğanın kurallarına tabidir. - Everything is subject to the laws of nature.

law
{i} yasa

Newton yerçekimi yasasını kanıtlamıştır. - Newton established the law of gravity.

Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler. - Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.

law
{i} dava

Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi. - A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.

Avukatlar davaları kazandıklarında çok miktarda dolar kazanırlar. - Lawyers make mega bucks when they win cases.

law
sokaklarda emniyet
law
{i} ilke
law
polis law and order küçük suçlara karsı şiddet
law
the law hâkim veya avukatlar sınıfı
law
(Avrupa Birliği) hukuk, yasa, kanun,mevzuat
law
{i} yasal çözüm
English - English
{f} law
litigate; sue, prosecute
Favorites