Tom Tokyo'ya giden bir trene bindi.
 - Tom boarded a train bound for Tokyo.
Atina'ya giden bir yük gemisi, bir iz bırakmadan Akdeniz'de battı.
 - A cargo vessel, bound for Athens, sank in the Mediterranean without a trace.
Er ya da geç onun olacağı zorunluydu.
 - It was bound to happen sooner or later.
O maçı kazanmaya zorunlu.
 - He is bound to win the match.