Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- He sat on the bench and crossed his legs.
Burada kısa süre dinlenelim. Bacaklarım yorgun ve ben daha fazla yürüyemiyorum.
- Let's take a short rest here. My legs are tired and I can't walk any more.
Arabaki herkes arabadan çıkmak ve bacaklarını germek istediğini söyledi.
- Everybody in the car said they wanted to get out and stretch their legs.
Tom bu arazinin yasal sahibidir.
- Tom is the legal owner of this piece of land.
Esrar Kolarado'da artık yasaldır.
- Marijuana is now legal in Colorado.
Birçok insan kollarını ya da bacaklarını kaybetmiş.
- Many had lost their arms or legs.
Benim ellerim ve ayaklarım şişti.
- My hands and legs are swollen.
Ayakları kırık sandalyeleri at.
- Throw away the chairs whose legs are broken.
Dan won't be able to come to the party, since he broke his leg last week and is now on crutches.