Molada bacaklarımı germek için kalktım.
- During the intermission I got up to stretch my legs.
Bacaklarım acıyor çünkü bugün çok yürüdüm.
- My legs hurt because I walked a lot today.
On üç yaşındayken içinde bulunduğum bir araba kazasından dolayı hâlâ sol bacağımda bir izim var.
- I still have a scar on my left leg from a car accident I was in when I was thirteen years old.
Tom bu arazinin yasal sahibidir.
- Tom is the legal owner of this piece of land.
Onun uzun kolları ve bacakları var.
- She has long arms and legs.
Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.
- They all have arms, legs, and heads, they walk and talk, but now there's SOMETHING that wants to make them different.
Bir bebek olarak dört ayak üzerinde emekler, sonra iki bacak üstünde yürümeyi öğrenir, sonunda yaşlılıkta bir değneye ihtiyacı olur.
- It crawls on all fours as a baby, then learns to walk on two legs, and finally needs a cane in old age.
O, tüm ayak işlerini yaptı.
- He did all the legwork.
Dan won't be able to come to the party, since he broke his leg last week and is now on crutches.