large, enormous, huge

listen to the pronunciation of large, enormous, huge
English - Turkish

Definition of large, enormous, huge in English Turkish dictionary

vast
{s} çok büyük, muazzam; çok büyük miktarda
vast
büyük boşluk
vast
büyüklük
vast
{s} dünya kadar
vast
han gibi
vast
{s} uçsuz bucaksız
vast
muazzam
vast
çok büyük miktarda
vast
hesapsız
vast
çok geniş
vast
geniş

Geniş bir çöl önümüzde uzanıyor. - A vast desert lay before us.

Sami, geniş Rus vahşi doğasında yürüyüşe çıkmayı seviyordu. - Sami loved hiking in the vast Russian wilderness.

vast
çok

Senin zekan Bombay ve Mumbai arasındaki mesafe kadar çoktur. - Your intelligence is as vast as the distance between Bombay and Mumbai.

Kendini İngilizce olarak ifade edebilmek ve İngiliz dilini mükemmel şekilde öğrenmek arasında çok büyük bir fark var. - There is a vast difference between being able to make oneself understood in English and mastering the English language perfectly.

vast
pek çok
vast
engin

Kitaplar zamanın engin denizini geçen gemilerdir. - Books are ships which pass through the vast sea of time.

large, huge
kallavi
vast
(sıfat) geniş, çok, çok büyük, uçsuz bucaksız, dünya kadar
vast
(Tıp) Geniş, büyük, vastus
English - English
{s} vast
large, enormous, huge
Favorites