kuyrukla

listen to the pronunciation of kuyrukla
Turkish - English
{f} queuing
{f} queueing
{f} queue

British people are used to standing in queues. - İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.

kuyruk
tail

Your car has a broken taillight. - Arabanın bozuk bir kuyruk lambası var.

The male peacock has colorful tail feathers. - Erkek tavus kuşunun renkli kuyruk tüyleri vardır.

kuyruk
queue

A long queue had formed in front of the shop. - Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu.

British people are used to standing in queues. - İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın.

kuyrukla ilgili
caudal
kuyruk
line

Tom had to wait in line for three hours. - Tom üç saat kuyrukta beklemek zorunda kaldı.

I stood in that line for thirty minutes. - O kuyrukta otuz dakika durdum.

kuyruk
caudal
kuyruk
(elbise vb.) trail
kuyruk
train (of a dress)
kuyruk
(kimse) together
kuyruk
corner (of the eye)
kuyruk
line, Brit. queue
kuyruk
tail; queue, file; follower, shadow; (giysi) train
kuyruk
(uçak) tail fin
kuyruk
(top) breech
kuyruk
breech (of a cannon)
kuyruk
rear end, tail end, tail (of a vehicle or procession)
kuyruk
(tilki) brush
kuyruk
follower, attendant; retinue, suite (said sarcastically)
kuyruk
(tavşan vs.) scut
kuyruk
ponytail
kuyruk
cue
kuyruk
column
kuyruk
follower
kuyruk
(Denizbilim) caudal fin
kuyruk
tailing
kuyruk
(Havacılık) tail fin
kuyruk
(Bilgisayar) queue holds
kuyruk
(Tıp) cauda
kuyruk
file
kuyruk
trail
kuyruk
tail in
kuyruk
queue of
kuyruk
queuing
kuyruk
tail of
Kuyruk
spool
kuyruk
shadow
Turkish - Turkish

Definition of kuyrukla in Turkish Turkish dictionary

Kuyruk
(Osmanlı Dönemi) ZENEB
Kuyruk
(Osmanlı Dönemi) KIFVE
kuyruk
Bazı şeylerde kuyruğa benzeyen uzantı veya baş tarafın aksi yönünde kalan bölüm
kuyruk
Hayvanların çoğunda, gövdenin art yanında bulunan, omurganın uzantısı olan uzun ve esnek organ
kuyruk
İnsanların sıra beklemek için, art arda durarak oluşturduğu dizi
kuyruk
Kuşlarda gövdenin art yanında bulunan tüy demeti
kuyruk
Başın arkasına toplanmış saç demeti
kuyruk
Birisinin arkasına takılıp hiç ayrılmayan kimse. İnsanların sıra beklemek için, art arda durarak oluşturduğu dizi: "Çoğu yirmi yaş civarında, sürü sepet öğrenci genç, kuyruğa girmiş, sırasını bekliyor."- A. İlhan
kuyruk
Bir harfin bitiş çizgisine yakın yerde, birden bir dönüş yapan kısa çizgi
kuyruk
Koyunun bazı türlerinde eritilerek yağı alınan bir uzantısı
kuyruk
Birisinin arkasına takılıp hiç ayrılmayan kimse
kuyrukla
Favorites