Turkish - English
Definition of kesişme in Turkish English dictionary
- intersection
- (Tıp) interception
- crossing
- (Pisikoloji, Ruhbilim) junction
- intersecting
- weaving
- (İnşaat) overlap
- crossover
- kesişmek
- intersect
- kesişme noktası
- confluence
- kesişme noktası
- intersection point
- kesişme noktası
- conflux
- kesişme noktası
- concurrence
- kesişmek
- intercept
- kesiş
- intersect
Luís Coelho Street intersects Augusta Street.
-Luís Coelho caddesi Augusta caddesi ile kesişir.
The two streets intersect at right angles.
-İki cadde doğru açılarda kesişiyor.
- kesişmek
- (Argo) sheep's-eyes
- kesişmek
- (Argo) give a come hit-her look
- kesişmek
- (Argo) leer
- kesişmek
- (Argo) get the eye
- kesişmek
- (Argo) pash-eye
- kesişmek
- (Argo) make-goo-goo-eyes at
- kesişmek
- ogle at each other
- kesişmek
- coincide
- kesiş
- {f} crossing
Look out for cars in crossing the street.
-Caddenin kesiştiği yerdeki arabalara dikkat et.
- kesişmek
- googly-eyes
- kesişmek
- come-on eye
- kesişmek
- mash-eye
- kesişmek
- come-up-and-see-me-sometime-look
- kesişmek
- get-the-eye
- grid kesişme hattı
- (Askeri) grid junction
- kesiş
- cutting
- kesiş
- section
- kesiş
- chopping
- kesişmek
- cross
- kesişmek
- to come to an agreement on the price of something
- kesişmek
- cut
- kesişmek
- to intersect, to cross; to ogle at each other
- kesişmek
- slang (for a man and a woman) to exchange amorous glances
- kesişmek
- concur
- kesişmek
- to intersect, cross
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kesişme in Turkish Turkish dictionary
- Kesişmek işi
- (Osmanlı Dönemi) tekatu
- kesiş
- Kesme işi veya biçimi
- Kesişmek
- (Osmanlı Dönemi) TECAZÜM
- Kesişmek
- (Osmanlı Dönemi) TEDABÜR
- kesiş
- Sözün etkisini arttırmak için başvurulan anlatım oyunu
- kesişmek
- Birbirini kesmek
- kesişmek
- Bir nokta veya çizgi üzerinde birbirine kavuşmak
- kesişmek
- Pazarlıkta, herhangi bir fiyatta uyuşmak
- kesişmek
- Erkek ve kadın, bakışlarla anlaşmak