No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
 - Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
Languages that would have never found themselves together in a traditional system, can be connected in Tatoeba.
 - Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.
It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.
 - Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır.
He saved the boy at the risk of his own life.
 - Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı.
Tom doesn't seem to have any self-confidence.
 - Tom kendine güveni var gibi görünmüyor.
The man pleaded self-defence.
 - Adam kendini savunmak için yalvardı.
Both Fadil and Layla continued to climb their respective career ladders.
 - Hem Fadıl hem de Leyla, kendi kariyer merdivenlerini tırmanmaya devam ettiler.
Tom and Mary spoke in their respective languages.
 - Tom ve Mary kendi dillerinde konuştu.
One ought to be true to oneself.
 - İnsan kendine karşı dürüst olmalı.
It's very difficult to know oneself.
 - Kendini bilmek çok zordur.
She soon adjusted herself to village life.
 - Kısa sürede kendini köy hayatına alıştırdı.
She wears high heels to make herself look taller.
 - O kendini daha uzun göstermek için yüksek topuklu ayakkabılar giyiyor.
He taught himself French.
 - Kendisine Fransızca öğretti.
He said NO to himself. He said YES aloud.
 - Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
 - Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
Every fox praises its tail.
 - Herkes kendi yaptığıyla övünür.
The candle went out by itself.
 - Mum kendiliğinden söndü.
History repeats itself.
 - Tarih kendini tekrarlar.
Tom was signing autographs in front of the theater.
 - Tom tiyatronun önünde kendi el yazısıyla imza atıyordu.
It happens automatically.
 - Bu kendiliğinden olur.
He said NO to himself. He said YES aloud.
 - Kendisine HAYIR dedi. Yüksek sesle EVET dedi.
He taught himself French.
 - Kendisine Fransızca öğretti.
First of all, please do a simple self-introduction.
 - Her şeyden önce, lütfen basit bir kendini tanıtım yap.
Why? That was the simple question everyone was asking themselves.
 - Neden? O herkesin kendine sorduğu basit soruydu.
The girl fainted, but she came to when we threw water on her face.
 - Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.
I showed her my room.
 - Ona kendi odamı gösterdim.
He was unconscious for several days.
 - Birkaç gündür kendinde değildi.
I've also done the same thing several times myself.
 - Ben de aynı şeyi birkaç kez kendim yaptım.
I perceive myself as my own god.
 - Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
 - Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
I hope to own my own house someday.
 - Bir gün kendi evime sahip olmayı umuyorum.