Mary has gone off to explore the mountain.
- Mary dağı keşfetmeye gitti.
I want to explore the world and go on an adventure.
- Dünyayı keşfetmek ve bir maceraya devam etmek istiyorum.
I would really like to explore this cave.
- Ben gerçekten bu mağarayı keşfetmek istiyorum.
I want to explore the world and go on an adventure.
- Dünyayı keşfetmek ve bir maceraya devam etmek istiyorum.
We have yet to discover an effective remedy for cancer.
- Biz hâlâ kanser için etkili bir tedavi keşfetmek zorundayız.
Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.
Who discovered America?
- Amerika'yı kim keşfetti?
He discovered a new star.
- Yeni bir yıldız keşfetti.
The Europeans began exploring the Americas in the late 15th century.
- Avrupalılar, Amerikaları 15. yüzyıl sonunda keşfetmeye başladılar.
I am looking forward to exploring this country and having many adventures.
- Bu ülkeyi keşfetmeyi ve bir sürü macera yaşamayı sabırsızlıkla bekliyorum.
The explorers discovered a skeleton in the cave.
- Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.
He wants to explore the uninhabited island.
- O, ıssız ada keşfetmek istiyor.
We have yet to discover an effective remedy for cancer.
- Biz hâlâ kanser için etkili bir tedavi keşfetmek zorundayız.
The role of the historian is less to discover and catalog documents than to interpret and explain them.
- Tarihçinin rolü daha az keşfetmek ve onları çevirmek ve açıklamak yerine belgelerin kataloğunu hazırlamaktır.
Learning another language means discovering a new world.
- Başka bir dil öğrenmek, yeni bir dünya keşfetmek demektir.