This guy is really wishy-washy. He couldn't make a decision to save his life.
 - Bu adam gerçekten karaktersiz. Hayatını kurtarmak için bir karar veremedi.
One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
 - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
The uncertainty about the weather has had a definite effect upon the Englishman's character.
 - Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.
Your name affects your personality.
 - Adın karakterini etkiliyor.
The character depends on personality, not on talent.
 - Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
Representative democracy is one form of government.
 - Karakteristik demokrasi, ülke yönetiminin bir şeklidir.
Recognize and respect the personality of a person.
 - Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.
The character depends on personality, not on talent.
 - Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
All the characters in this book are imaginary.
 - Bu kitaptaki tüm karakterler hayalidir.
One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
 - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
The fundamental character traits of this woman were pride, decisiveness, and courage.
 - Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
Everyone has a character of his own.
 - Herkesin kendi karakteri var.
One of the characters in the novel dreams up a half-baked plan for robbing a bank.
 - Romandaki karakterlerden biri bir bankayı soymak için acemice bir plan düşünüyor.
Which of your parents do you take after in character?
 - Karakter olarak hangi ebeveynine benziyorsun?
He has a strong constitution.
 - Onun güçlü bir karakteri var.
Recognize and respect the personality of a person.
 - Bir kişinin karakterini tanı ve saygı duy.
Beauty doesn't say anything about the character of a person.
 - Güzellik bir kişinin karakteri hakkında bir şey söylemez.