karşılanış

listen to the pronunciation of karşılanış
Turkish - English

Definition of karşılanış in Turkish English dictionary

karşıla
meet

I'll meet you at the usual time. - Her zamanki saatte seni karşılayacağım.

Rain or shine, the athletic meet will be held. - Her durumda, atletik karşılaşma düzenlenecek.

karşıla
countervail
karşıla
{f} countervailing
karşıla
{f} welcoming

Please help me in welcoming Tom. - Lütfen Tom'u karşılamam da bana yardım et.

Where's the welcoming committee? - Karşılama komitesi nerede?

karşıla
afford

That was all I could afford. - Bütün karşılayabildiğim buydu.

I cannot afford a camera above 300 dollars. - Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam.

karşıla
defray

The government was compelled to defray the costs of the war. - Hükümet savaş maliyetleri karşılamak zorunda kaldı.

karşıla
counter
Turkish - Turkish
Karşılanma işi veya biçimi
karşılanış
Favorites