A kilo of ketchup is equivalent to two kilos of tomatoes.
 - Bir kilo ketçap, iki kilo domatese karşılık gelir.
Marie blushed exceedingly, lowered her head, and made no reply.
 - Marie aşırı derecede kızardı, başını indirdi ve hiç karşılık vermedi.
He countered their proposal with a surprising suggestion.
 - O, onların teklifine şaşırtıcı bir öneri ile karşılık verdi.
He retorted immediately.
 - O, derhal karşılık verdi.
What does Tom expect in return?
 - Tom karşılık olarak ne bekliyor?
I only wish I could return the favor.
 - Keşke iyiliğe karşılık verebilsem.
She knows better than to answer back to him.
 - Ona karşılık vermeyecek kadar akıllıdır.
The dog answers to the name John.
 - Köpek John adına karşılık veriyor.