kapma

listen to the pronunciation of kapma
Turkish - English
{i} grab

I'm going to go to the kitchen to grab something to eat. - Yiyecek bir şey kapmak için mutfağa gideceğim.

Let's go grab a bite somewhere. - Bir yerde bir lokma kapmaya gidelim.

grabbing
catching

Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them. - Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.

Aren't you afraid of catching a virus? - Bir virüs kapmaktan korkmuyor musunuz?

seizing, grabbing
snatching
snatched, seized
contraction
snatch
seizure
capture
grasp
{i} snapping
scramble
snap
hang
kapmak
{f} grab

I'm going to go to the kitchen to grab something to eat. - Yiyecek bir şey kapmak için mutfağa gideceğim.

kap
{i} container

This container is completely watertight. - Bu kap tamamen su geçirmez.

These containers are pretty inexpensive. - Bu kaplar oldukça ucuzdur.

kapmak
seize
kap
{i} receptacle
kapmak
{f} snatch
kap
{i} vessel

Please, urinate in this vessel! - Lütfen bu kap içerisine işeyin.

kapma işine konu olmak
catching on to the subject
kapma havzası
catchment area, catchment basin
kap
pot

Tom moved the flower pot to the left and the secret door slid open. - Tom saksıyı sola doğru hareket ettirdi ve gizli kapıyı kaydırarak açtı.

There is a lid for every pot. - Her tencere için bir kapak var.

kapmak
snatch up
kap
{i} repository
kap
{i} cape
kap
{i} jacket

She handed him his jacket then opened the door and asked him to leave. - O, ona ceketini uzattı sonra kapıyı açtı ve onun gitmesini rica etti.

He zipped up his jacket. - O, ceketinin fermuarını kapadı.

kapmak
{f} poach
kapmak
{f} catch

Aren't you afraid of catching a virus? - Bir virüs kapmaktan korkmuyor musunuz?

I don't want to catch your cold. - Soğuk algınlığını kapmak istemiyorum.

kap
top
kap
course

The captain of the ship decided to change course. - Geminin kaptanı rota değiştirmeye karar verdi.

kap
plate

Once the epiphyseal plates close, you can't grow any taller. - Büyüme kıkırdakları kapandığı an artık boyunuz uzayamaz.

Tom collects teddy bears, postcards and stamps, old coins, stones and minerals, number plates and hubcaps - in short: almost everything. - Tom oyuncak ayıları, kartpostal ve pulları, eski paraları, taş ve mineralleri, trafik plakaları ve jant kapaklarını yani kısacası hemen hemen her şeyi toplar.

kap
dish

Put these dishes inside the drawer, please. - Bu kapları çekmeceye koyun lütfen.

Just after putting away the dishes, Joan heard the doorbell ring. - Tam bulaşıkları kaldırdıktan sonra, Joan kapı zilinin çaldığını duydu.

kap
(İnşaat) crucible
kap
reservoir
kap
(Denizbilim) chamber
kap
jerry can
kap
cape town
kapmak
capture
kapmak
catch on
kapmak
snatch off
kapmak
carry off
mikrop kapma
infection
kap
{f} snapping
kap
basin
kap
utensil
kap
{f} snap

Mother closed her purse with a snap. - Annem çantasını çat diye kapattı.

Tom snapped his fingers and pointed to the door. - Tom parmaklarını şakırdattı ve kapıyı gösterdi.

kap
{f} snatch

Her boyfriend was a snatcher. - Erkek arkadaşı bir kapkaççıydı.

Tom swiftly approached Mary and snatched her purse from her. - Tom hızla Mary'ye yaklaştı ve cüzdanını ondan kapkaç yaptı.

kap
cover

The warranty doesn't cover normal wear and tear. - Normal aşınma ve yıpranma garanti kapsamında değildir.

The hill used to be covered in snow. - Tepe karla kaplı olurdu.

kap
can

I can't open the door. Do you have the key? - Ben kapıyı açamıyorum. Anahtarın var mı?

Can you pay off your loans in a year? - Kredini bir yılda kapatabilir misin?

kapmak
fasten on
kapmak
fasten upon
kapmak
snap up
kapmak
snap
kapmak
imbibe
kapmak
get one's hand in
kapmak
keep one's hand in
kap
{i} case

I locked the door, in case someone tried to get in. - Birisi içeri girmeye çalışır diye kapıyı kilitledim.

In case of fire, I would grab my flute and escape. - Yangın durumunda flütümü kaparım ve kaçarım.

kap
snatch up
kapmak
to grab
mikrop kapma
Micro catchment
cinsel hastalık kapma
dose of clap
cinsel hastalık kapma
dose
daha önce kapma
preoccupancy
kap
pot, vessel; dish, plate, utensil; container, receptacle; cover; (plak) sleeve, jacket; course
kap
coat
kap
container , folder
kap
hollowware
kap
(woman's) cape
kap
binder
kap
holder
kap
folder
kap
(Tekstil) cup

Indeed, I keep the cupboard closed. - Aslında, dolabı kapalı tutarım.

What does a Dutchman do after winning the World Cup? He turns the playstation off. - Bir Hollandalı, Dünya Kupasını kazandıktan sonra ne yapar? Playstation'ı kapatır.

kap
snatchup
kapmak
to snatch, to grab, to seize; (yer, vb.) to bag; to pick up, to catch on (to sth); (hastalık) to catch, to contract, to come down with sth; to carry off
kapmak
twitch
kapmak
whip from
kapmak
to catch (a disease)
kapmak
whip away
kapmak
scoop up
kapmak
to snatch, seize, catch, grasp, snap up
kapmak
to acquire, get, develop (a habit, a manner). kapanın elinde kalmak (for something) to go only to those who are the quickest to act
kapmak
shut
kapmak
whip
kapmak
(for a machine) to catch and mangle (a hand, an arm)
kapmak
swoop up
kapmak
to seize and devour, grab and eat up
kapmak
nab
kapmak
grasp
kapmak
shut in
kapmak
(top) dispossess
kapmak
to get the hang of (something) right away
kapmak
clutch
kapmak
contract