I stole your bag because I ran out of money.
 - Çantanı çaldım çünkü param kalmamıştı.
This book, which was once a best seller, is now out of print.
 - Bir zamanlar bir best seller olan bu kitabın artık baskısı kalmamış.
Words fly, texts remain.
 - Söz uçar, yazı kalır.
How many days will you remain in London?
 - Londra'da ne kadar kalacaksın?
I'd like to stay one more night. Is that possible?
 - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
He stayed in New York for three weeks.
 - O, üç hafta New York'ta kaldı.
I'm now staying at my uncle's.
 - Şu an amcamın evinde kalıyorum.
A man named George was staying at a hotel.
 - George adında bir adam bir otelde kalıyordu.
Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks.
 - Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.
The reason both brothers gave for remaining bachelors was that they couldn't support both airplanes and a wife.
 - Her iki erkek kardeşin bekar kalmak için ileri sürdüğü neden onların hem uçaklara hem de bir eşe bakamayacaklarıydı.
The problem remains to be solved.
 - Sorun çözülmeden kalır.
He remains loyal to his principles.
 - O, prensiplerine sadık kalıyor.