Jeff had to pound the pavement for three months before he found a job.
- Jeff bir iş bulmadan önce üç ay boyunca kaldırımları arşınlamak zorunda kalmıştı.
A strange man was walking back and forth on the pavement.
- Tuhaf bir adam kaldırımda bir ileri ve bir geri yürüyordu.
The flower pot crashed to the sidewalk.
- Çiçek saksısı kaldırıma düştü.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
I walked along the footpath.
- Ben yaya kaldırımı boyunca yürüdüm.
Jeff had to pound the pavement for three months before he found a job.
- Jeff bir iş bulmadan önce üç ay boyunca kaldırımları arşınlamak zorunda kalmıştı.
Next year, this gravel road will be paved.
- Gelecek yıl bu çakıl yola kaldırım taşı döşenecek.
Don't stand so close to the curb.
- Kaldırım kenarına çok yakın durmayın.