Turkish - English
Definition of kıta kıta in Turkish English dictionary
- in sections; in separate pieces
- kıta
- continent
Africa was once called the Dark Continent.
-Afrika'ya bir zamanlar Kara Kıta denirdi.
Did you know that when you say America, it can mean the USA or the continent of both Americas?
-Amerika dediğinizde Onun Amerika Birleşik Devletleri ya da her iki Amerika kıtası anlamına gelebileceğini biliyor muydunuz?
- kıta
- Continental
- kıta
- battalion
- kara kıta
- the dark continent
- hazır kıta
- (Askeri) Ready force
- ABD Kıtası, Kıta Amerikası
- (Askeri) continental United States
- Ege kıta sahanlığı
- (Hukuk) Aegean continental shelf
- Kara kıta
- Dark Continent
- Kıta Amerikası Kuzey Amerika Hava-Uzay Savunma Komutanlığı Bölgesi
- (Askeri) continental United States North American Aerospace Defense Command Region
- Kıta Amerikası Ordusu
- (Askeri) Continental United States Army
- Kıta Amerikası dışında
- (Askeri) outside the continental United States
- Tek Er Hazır Kıta; birleştirilmiş hazırlıklılık raporu
- (Askeri) Individual Ready Reserve; integrated readiness report
- birleştirilmiş Kıta Amerikası (CONUS) sıhhi seferberlik planı
- (Askeri) integrated continental United States (CONUS) medical mobilization plan
- devre yönlendirme haritası; kontrol ve raporlama merkezi, Kıta Amerikası (CONUS)
- (Askeri) circuit routing chart; control and reporting center, CONUS replacement center; COOP response cell; cyclic redundancy rate
- giden kıta ile seyahat
- (Askeri) travel with troops going
- hasar tespiti için kıta Amerikası içinde keşif uçuşu; hasar tespiti için kıta Am
- (Askeri) continental United States airborne reconnaissance for damage assessment; continental United States area reconnaissance for damage assessment
- iç tarafları keşfedilmemiş kıta
- terra incognita
- kıta
- formerly a portion (of a city bus's route)
- kıta
- (Askeriye) detachment
- kıta
- corps
- kıta
- Quatrain
- kıta
- continent " anakara; detachment; quatrain
- kıta
- strophe
- kıta
- verse
This poem is composed of four verses, each of which has five lines.
-Bu şiir her birinin beş dizesi olan dört kıtadan oluşur.
- kıta
- size (relative largeness)
- kıta
- formerly piece, item
- kıta
- canto
- kıta
- stave
- kıta
- detachment
- kıta
- stanza
- kıta dur
- stand fast
- kıta eşiği
- (Hukuk) continental rise
- kıta ile ilgili
- (şiir) strophic
- kıta kenarı
- (Hukuk) continental margin
- kıta parçası
- subcontinent
- kıta sahanlığı
- continental shelf
- kıta subayı
- regimental officer
- kıta tatbikatı
- field exercise
- kıta yamacı
- (Hukuk) continental slope
- kıta yükselimi
- (Hukuk) continental rise
- kıta şevi
- (Hukuk) continental slope
- ortak yer istasyonu; Kıta Amerikası yer istasyonu
- (Askeri) common ground station; continental United States ground station
- sekiz mısralı ve iki uyaklı kıta
- triolet
- taşlama türünde kıta
- clerihew
- tecrübi stok seviyesi (yedek parça listesi) kıta yükü listesi / onaylanmış stok
- (Askeri) prescribed load list/authorized stock level
- öncü kıta
- vanguard
- üç mısralı kıta
- tercet
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kıta kıta in Turkish Turkish dictionary
- kıta
- Yeryüzündeki altı büyük kara parçasından her biri, ana kara
- kıta
- Parça, tane
- kıta
- Dörtlük: "Abdülkadir Efendinin yazdığı tarih kıtasını aynen buraya geçirmekte bir fayda yok."- B. Felek
- kıta
- Silahlı veya silahsız erlerin, bir komutanın emrinde bir araya gelmesinden oluşan birlik: "Trakya'da, Anadolu'dan gelecek yeni kıtalara intizar edilmektedir."- F. R. Atay
- KITA'
- (Osmanlı Dönemi) Haram olan şey
- KITA'
- (Osmanlı Dönemi) Kesme, parçalama, kat etme
- kıta
- Yeryüzündeki beş büyük kara parçasından her biri, ana kara
- kıta
- şiirde iki ya da daha çok dizeden oluşan birim
- kıta
- Silâhlı veya silâhsız erlerin, bir komutanın emrinde bir araya gelmesinden oluşan birlik
- kıta
- Şiirde bir nazım türü
- kıta sahanlığı
- Karaları çevreleyen ve karalardan sayılan -iki yüz m derinliğe kadar olan sığ deniz dipleri
- kıta sahanlığı
- Ülke kıyılarına bitişik olan ve 200 m derinliğe veya bu sınırın ötesindeki su derinliğinin doğal kaynaklarının işletilmesine elverişli olduğu noktaya kadar, kara sularının dışında kalan deniz altı bölgelerinin deniz yatağı ve toprak altı kesiminin bütünü
Related Terms
kıta kıta
Hyphenation
kı·ta kı·taPronunciation
Resimler
History
Favorites