kısıtla

listen to the pronunciation of kısıtla
Turkish - English
constraints
restrict

He feels this new law will restrict his freedom. - Bu yeni kanunun, özgürlüğünü kısıtlayacağını hissediyor.

Certain restrictions may apply. - Bazı kısıtlamalar uygulanabilir.

{f} restricted

Tom and Mary broke into the restricted section of the library. - Tom ve Mary kütüphanenin kısıtlanmış bölümüne girdiler.

The police restricted access to the road. - Polis yola girişi kısıtladı.

{f} restricting
kısıtlamak
{f} limit
kısıtlamak
restrict
kısıtlamak
{f} inhibit
kısıtlamak
restrain
kısıtlamak
{f} stint
kısıtlamak
{f} qualify
kısıtlamak
bound
kısıtlamak
confine
kısıtlamak
put under restraint
kısıtlamak
constraint
kısıtlamak
restrict to
kısıtlamak
(Kanun) disable
kısıtlamak
define
kısıtlamak
(Kanun) interdict
kısıtlamak
tie up
kısıtlamak
bar
kısıtlamak
cramp
kısıtlamak
to restrict
kısıtlamak
hedge around
kısıtlamak
to put (an incompetent person) under the care of a guardian
kısıtlamak
to restrict, to limit, to cramp; to put under restraint
kısıtlamak
circumscribe
kısıtlamak
hem in
kısıtlamak
hedge about
kısıtlamak
constrict
kısıtlamak
hedge
kısıtlamak
tie down
kısıtlamak
clip one's wings
kısıtlamak
withold
Turkish - Turkish

Definition of kısıtla in Turkish Turkish dictionary

kısıtlamak
Önceden verilmiş olan hak ve hürriyetlerin sınırlarını daraltmak, tahdit etmek
kısıtlamak
Birini yasal yoldan mallarını kullanmaktan yoksun bırakmak, kısıt altına almak, hacir altına almak
kısıtlamak
Sınırlamak, daraltmak