Turkish - English
Definition of kırpma in Turkish English dictionary
- clipping
- winking
- clip
- retrenchment
- clip , cropping
- blinking
- shearing
- trimming; shearing, clipping
- (Bilgisayar) crop from
- (Bilgisayar) truncate
- (Bilgisayar) trims
- snip
- cropping
- elipping
- kırpmak
- {f} wink
- kırpmak
- {f} clip
- kırpma makası
- clippers
- göz kırpma
- winking
- göz kırpma
- twinkle
- kırp
- (Bilgisayar) crop
- kırp
- (Bilgisayar) clip
- kırp
- (Bilgisayar) crop from
- kırpmak
- truncate
- kırpmak
- {f} blink
- kırpmak
- abbreviate
- kırpmalar
- (Dilbilim) clippings
- kırp
- {f} cropping
- kırp
- {f} clipping
- kırp
- {f} clipped
- kırp
- trim
I forgot to trim my dog's nails.
-Ben köpeğimin tırnaklarını kırpmayı unuttum.
- kırpmak
- shear
- kırpmak
- snip
- kırpmak
- nick
- kırpmak
- {f} crop
- göz kırpma
- cock of the eye
- göz kırpma
- twinkling
- göz kırpma
- blinking
- göz kırpma
- nictitation
- koyun kırpma
- shearling
- koyun kırpma
- sheepshearing
- koyun kırpma makinesi
- (Tarım) sheep shearing machine
- kırpmak
- to clip, shear; to trim
- kırpmak
- shave
- kırpmak
- to wink (an eye)
- kırpmak
- to trim; to clip, to shear, to snip; to wink (an eye)
- kırpmak
- bat
- kırpmak
- pare
- kırpmak
- trim
- kırpmak
- cut
- kırpmak
- retrench
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of kırpma in Turkish Turkish dictionary
- Kırpmak işi
- kırpmak
- Göz kapaklarını açıp kapamak, kıpmak: "Az lakırtı söyler, sık ve siyah kaşlarının altında asla kırpmadığı iri, parlak, sabit ve siyah gözlerini hep önüne dikerdi."- Ö. Seyfettin
- kırpmak
- Parçalara ayırmak, kesmek, kırkmak
- kırpmak
- Kesinti yapmak, tutumlu davranmak: "Her hafta bu dergileri alabilmek için küçücük gündeliğimden bir parçasını, öğle yemeklerinden kırparak biriktiririm."- Y. Z. Ortaç
- kırpmak
- Kesinti yapmak, tutumlu davranmak
- kırpmak
- Açıp kapamak, kıpmak