Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
- Sie wird mindestens zwei Jahre brauchen, um für diesen Posten qualifiziert zu sein.
Yılın son güzel günlerinin keyfini çıkartıyoruz.
- Wir genießen die letzten schönen Tage in diesem Jahr.
Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.
- Meine Familie wohnte hier zwanzig Jahre lang.
O, altmış yaşında ve beş yıldır dul.
- Sie ist sechzig Jahre und seit fünf Jahren verwitwet.
Seneler nereye kayboldular ?
- Wo sind die Jahre geblieben?
Üzerinden tam bir sene geçti.
- Darüber verging ein ganzes Jahr.
Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydunuz?
- Wussten Sie nicht, dass er vor zwei Jahren verstorben ist?
Az insan, yüz yıldan daha uzun yaşar.
- Wenige Menschen leben länger als hundert Jahre.
Geçen sene Bayan Kato sizin öğretmeniniz miydi?
- Was Ms. Kato your teacher last year?
Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
Yıllar önce orada bir kale vardı.
- There was a castle here many years ago.
İki yılda ilk kez bir film izledim.
- I saw a movie for the first time in two years.
Justin Bieber müzik kariyerine başladığında on dört yaşındaydı.
- When Justin Bieber started his music career, he was fourteen years old.
Benim babam sadece on beş yaşında.
- My father is only fifteen years old.
Tom son iki yıldır para çalıyordu ve Mary bunu her zaman biliyordu.
- Tom was stealing money for the last two years, and Mary knew it all the time.
Beş yaşındaki kızım kreşe her zaman mutlu ve enerji dolu gider.
- My five year old daughter always goes to kindergarten happy and full of energy.
Ruslar Fransız yollarını kopyalar, ancak daima elli yıl sonra.
- The Russians copy the French ways, but always fifty years later.
Yılın hangi zamanında genellikle sahilde zaman geçirmek istersin?
- What time of year do you usually like to spend time on the beach?
Yılın bu zamanında bir sürü karımız var.
- We have a lot of snow at this time of the year.
Gelecek yıl zor olacak.
- Next year will be tough.
Boston geçen yıl ziyaret ettiğim şehirlerden sadece biri.
- Boston is just one of the cities I visited last year.
I came to Tokyo three years ago and have been living here ever since.
- Ich kam vor drei Jahren nach Tokyo und seither habe ich hier gelebt.
It would be fun to see how things change over the years.
- Es wäre lustig zu sehen, wie die Dinge sich im Lauf der Jahre ändern.
Did you live in Sasayama last year?
- Haben Sie vergangenes Jahr in Sasayama gelebt?
This problem is akin to the one we had last year.
- Dieses Problem ähnelt dem, das wir vergangenes Jahr hatten.