yılda

listen to the pronunciation of yılda
Turkish - English
per annum
annum
over year
yıl
year

There was a castle here many years ago. - Yıllar önce orada bir kale vardı.

We went to London last year. - Geçen yıl Londra'ya gittik.

yılda bir
yearly
yılda bir olan
yearly
yılda iki defa olan
biannual
kırk yılda bir
seldom

My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out. - Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

He seldom, if ever, comes. - O nadiren, kırk yılda bir, gelir.

yıl
(Bilgisayar) years

There was a castle here many years ago. - Yıllar önce orada bir kale vardı.

India was governed by Great Britain for many years. - Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.

kırk yılda bir
if ever
yıl
(Bilgisayar) yrs
yıl
(Bilgisayar) yr
yıl
twelvemonth
dört yılda bir
once in every four years

dünya şampiyonası dört yılda bir yapılır.

altı yılda bir olan
sexennial
ayda yılda bir
once in a blue moon
ayda yılda bir
rarely

He rarely goes to church. - O, ayda yılda bir kiliseye gider.

beş yılda bir
quinquennially
beş yılda bir olan
quinquennial
dokuz yılda bir olan
novercal
dokuz yılda bir yapılan
novercal
dört yılda bir olan
quadrennial
iki yüz yılda bir olan
bicentenary
iki yılda bir
biennially
iki yılda bir olan
biennial
kırk yılda bir
few and far
kırk yılda bir
far between
kırk yılda bir
once in a blue moon, seldom
kırk yılda bir
once in a lifetime
kırk yılda bir
once in a blue moon
kırk yılın başı/başında/ yılda bir
very seldom, once in a blue moon
on yılda bir
decennially
on yılda bir olan
decennial
sekiz yılda bir olan
octennial
yahudilerin yedi yılda bir ekim yapmadığı yıl
sabbatical year
yedi yılda bir
septennially
yedi yılda bir olan
septennial
yedi yılda bir olan
septinary
yedi yılda bir yapılan izin yılı
sabbatical year
yirmi yılda bir olan
vicennial
yıl
year sene
yıl
sun

This year New Year's Day falls on Sunday. - Bu yıl, Yeni Yıl Pazar gününe denk geliyor.

Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year. - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

yıl
period of 365 days
yıl
period of 12 months
üç yılda bir olan
triennial
Turkish - Turkish

Definition of yılda in Turkish Turkish dictionary

yıl
Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene: "Yıl 1919 / Mayısın on dokuzu / Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor."- C. S. Erozan
Yıl
sene

Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum. - Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.

Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış. - Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.

yıl
Bir gezegenin güneş çevresindeki dolanım suresine o gezegenin adı ile kullanılarak yıl denir
yıl
Yer yuvarlağının, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre: "Kırkı atlayalı birkaç yıl oldu."- H. E. Adıvar
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre
yıl
Ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
yılda
Favorites