Neyin ilişkili olduğunu biliyorum.
- I know what's involved.
Genellikle doğrudan ilişkili değildi.
- He usually was not involved directly.
O bir skandala karışmıştı.
- He was involved in a scandal.
Tom'un olanlara karışmış olabileceğini düşünüyorum.
- I think Tom might be involved in what happened.
Bu karışıklığa karışmamı asla istememiştim.
- I never wanted you to get involved in this mess.
Ben ilgili kalmaya çalışıyorum.
- I try to stay involved.
Tom ilgili herkese teşekkür etti.
- Tom thanked everyone involved.
Tom hiç karışmaması gereken insanlara karıştı.
- Tom got involved with people he should never have gotten involved with.
Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu.
- Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice.
O tür bir şeye karışmak istemem.
- I don't want to get involved in that sort of thing.
Karıştırılmak istemiyorum.
- I don't want to get involved.
Tom karıştırılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to get involved.
Buna dahil olmak istemiyorum.
- I don't want to get involved in this.
Ben parçamı söyledim ve artık dahil olmak istemiyorum.
- I've said my piece and I don't want to be involved anymore.
where interpersonal relationships are involved - ...kişilerarası ilişkiler işin içine girdiğinde.
Tom karıştırılmak istemiyor.
- Tom doesn't want to get involved.
Karıştırılmanı istemiyorum.
- I don't want you to get involved.
Animelerde olduğu gibi Japon bilim-kurgusu onların Budist ve Animistik ruhsallığını içerir.
- Japanese sci-fi, as in anime, involves their Buddhistic and Animistic spirituality.
Ben hızlı okuma kursu aldım ve yirmi dakika içinde Savaş ve Barışı okudum. Bu Rusya'yı içeriyor.
- I took a speed-reading course and read War and Peace in twenty minutes. It involves Russia.
(eşanlam) be involved.
Ben buna karışmış olamam.
- I can't be involved in this.
O cinayet davasına karışmış gibi görünüyor.
- She seems to be involved in that murder case.
Tom'u karıştırmak istemiyordum.
- I didn't want to involve Tom.
Üzgünüm, Tom, seni karıştırmak istemedim.
- Sorry, Tom, I didn't want to get you involved.
The explanation involved potatoes, squirrels, and race cars.
When the family wrapped up my father's will, no one tried to make me feel involved.
He related an involved story about every ancestor since 1895.
... I've never been involved in an Olympics, and when the team ...
... Obviously, you were involved in the bid at the time. ...