intikamcı

listen to the pronunciation of intikamcı
Turkish - English
{s} vengeful

Mary is a very vengeful person. - Mary çok intikamcı bir kişidir.

The god of the Old Testament is a blood-thirsty tyrant — petty and vengeful. - Eski Ahit tanrısı kana susamış, küçük ve intikamcı bir zorbadır.

avenger
revengeful
vengeful, revengeful; revenger
revengeful, vengeful, vindictive; avengeful
revenger; avenger
revanchist
vindicative
retributive
revenger
intikam
vengeance

Vengeance has a strictly hedonistic end. - İntikam kesinlikle hedonist bir sona sahiptir.

She wanted desperately to get her vengeance. - Umutsuzca intikamını almak istedi.

intikam
{i} revenge

I must exact my revenge! - İntikamımı almalıyım!

Tom doesn't want justice. He wants revenge. - Tom adalet istemiyor. İntikam istiyor.

intikam
{i} retribution

Justice demands retribution! - Adalet intikam talep ediyor.

Sami started planning retribution. - Sami intikam planlamaya başladı.

intikam
revenge oneself on
intikam
revelation
intikam
retaliation
intikam
reprisal
intikam
avengement
intikam
the revenge
intikam
nemesis
intikam
vindication
intikam
revenge, vengeance, reprisal
intikam
payoff
Turkish - Turkish
Öç almaya çalışan kimse
Öç almaya çalışan
(Osmanlı Dönemi) müntakim
intikam
Öç: "Bunun intikamının şimdi, tek gözüyle kuş peşinde dolaşarak çıkarıyordu."- R. H. Karay
intikam
Öç
intikam
sar
İNTİKAM
(Osmanlı Dönemi) Öç almak. Hınç ve acı çıkarmak
intikamcı
Favorites