inside part, inner place, inner area

listen to the pronunciation of inside part, inner place, inner area
English - Turkish

Definition of inside part, inner place, inner area in English Turkish dictionary

within
dahilindeki
within
aşmadan
within
içind

Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı. - Within hours, many of the other banks had to close.

Truman, Beyaz Saray'a dakikalar içinde ulaştı. - Truman arrived at the White House within minutes.

within
içeride

İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı. - He was surprised to hear a cry from within.

within
{i}

Üç gün içinde cevap vereceğim. - I will answer within three days.

Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir. - The school is within walking distance of my house.

within
içinde

Üç gün içinde cevap vereceğim. - I will answer within three days.

Saatler içinde, diğer bankaların çoğu kapanmak zorundaydı. - Within hours, many of the other banks had to close.

within
Gelirine uygun bir şekild

Gelirine uygun bir şekilde harca. - Spend within your means.

Gelirine uygun bir şekilde yaşamak için ekstra giderleri kısmalısın. - You must cut down on extra expenses in order to live within your means.

within
His heart sank withinBütün ümitleri kırıldı
within
için için
within
(Avrupa Birliği) içinde, içerisinde
within
içinden
within
{e} kapsamında

Bu konu bizim çalışma kapsamında değildir. - This subject is not within the scope of our study.

within
içeriye
within
{i} içinde+t.içinde+p.-in içinde
within
içeriden

İçeriden bir çığlık duyduğuna şaşırmıştı. - He was surprised to hear a cry from within.

within
(isim) iç, iç kısım
within
içeri

Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir. - The school is within walking distance of my house.

Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız. - Apparently, we'll be getting a raise within two months.

English - English
{i} within
inside part, inner place, inner area
Favorites