Tom'a inanmaya eğilimliyim.
 - I'm inclined to believe Tom.
O, kızmaya eğilimlidir.
 - He is inclined to get mad.
O tembel olmaya eğimlidir.
 - He is inclined to be lazy.
Onunla aynı fikirde olmaya meyilli hissediyorum.
 - I feel inclined to agree with her.
Sana katılmaya meyilliyim.
 - I'm inclined to agree with you.
Tom tembel olmaya yatkın.
 - Tom is inclined to be lazy.
Sana katılmaya meyilliyim.
 - I'm inclined to agree with you.
Onunla aynı fikirde olmaya meyilli hissediyorum.
 - I feel inclined to agree with her.
O, kızmaya eğilimlidir.
 - He is inclined to get mad.
Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.
 - Don't take it literally. He is inclined to exaggerate.