Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
- We are eating breakfast indoors.
Biz bütün günü içeride geçirdik.
- We spent all day indoors.
Büyük ebeveynlerimin dahili su tesisatı yoktu.
- My grandparents didn't have indoor plumbing.
Yağmur yağdığı için evde kaldım.
- I stayed indoors because it rained.
Tom bazen içerde güneş gözlüğü takar.
- Tom sometimes wears sunglasses indoors.
Basketbol ve masa tenisi gibi top oyunları genellikle kapalı alanda oynanır.
- Ball games, such as basketball and ping-pong, are usually played indoors.
Ben kapalı yerde vakit geçirmeyi tercih ederim.
- I prefer spending time indoors.
... yeah next door downstairs ...
... YOU GO OUT THAT DOOR, IT'S LIKE WE'VE GIVEN UP. ...