iki yüzlü

listen to the pronunciation of iki yüzlü
Turkish - English
two-faced

Tom is two-faced, isn't he? - Tom iki yüzlü, değil mi?

Because Tom is two-faced, it's better to be careful. - Tom iki yüzlü olduğu için dikkatli olmak daha iyi.

two faced
double-minded
double dealer
ambidexter
double-faced

You are double-faced and this is the problem. - Sen iki yüzlüsün ve bu problem.

dissimulator
shammer
left-handed
double-dealer
double-tongued
duplicitous
smoothie
hypocrite

He is such a hypocrite. - O böyle bir iki yüzlü.

I know I'm a hypocrite. - Bir iki yüzlü olduğumu biliyorum.

soft spoken
(kumaş) two sided
double faced
double minded
pharisaic
disingenuous
slimy
insincere
smooth-tongued
ambidextrous
hypocritical

You're being hypocritical. - Sen iki yüzlü davranıyorsun.

I hate hypocritical communities. - Ben iki yüzlü toplumlardan nefret ediyorum.

double

You are double-faced and this is the problem. - Sen iki yüzlüsün ve bu problem.

left handed
bilateral
smooth-faced
double-dealing
false
double tongued
pharisaical
hipokrit
two-sided
{i} counterfeiter
{i} simulator
{i} dissembler
smooth faced
{i} pharisee
smooth tongued
iki yüzlü davranmak
play fast and loose
ikiyüzlü
smoothie
ikiyüzlü
dishonest
ikiyüzlü
cant
ikiyüzlü
insincere
ikiyüzlü
counterfeiter
on iki yüzlü şekil
dodecahedron
ikiyüzlü
hypocrite

I think that Tom and Mary are hypocrites. - Tom ve Mary'nin ikiyüzlü olduklarını düşünüyorum.

He went as far as to call you a hypocrite. - Sana ikiyüzlü diyecek kadar ileri gitti.

ikiyüzlü
double dealer
ikiyüzlü
smooth-faced
ikiyüzlü
hypocritical

I think Tom is hypocritical. - Tom'un ikiyüzlü olduğunu düşünüyorum.

I've never known anyone as hypocritical as you. - Senin kadar ikiyüzlü birini hiç tanımadım.

ikiyüzlü
double-faced
ikiyüzlü
twofaced
ikiyüzlü
self-righteous
ikiyüzlü
disingenuous
ikiyüzlü
two-faced

Don't trust him. He's very two-faced. - Ona inanma. O çok ikiyüzlüdür.

ikiyüzlü
pharisaical
ikiyüzlü
jesuitical
Roma iki yüzlü kapılar tanrısı
Janus
iki yüz
two hundred

No man can live to be two hundred years old. - Hiç kimse iki yüz yaşına kadar yaşayamaz.

This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years. - Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.

iki yüz
tenscore
ikiyüzlü
hypocritical, two-faced
ikiyüzlü
double-faced (cloth)
ikiyüzlü
hypocritical, twofaced, insincere; hypocrite, double-dealer
ikiyüzlü
twosided
ikiyüzlü
pharisaic,ical
ikiyüzlü
dissimulator
İkiyüzlü
janus faced
Turkish - Turkish
İki tarafı olan veya iki taraflı kullanılan
ikiyüzlü
Özü sözü bir olmayan, riyakâr, mürai
ikiyüzlü
Özü sözü bir olmayan, riyakâr, mürai: "Kocasının zayıf bir adam olduğunu bilmez miydi, bilirdi, şimdi bir de ikiyüzlü olduğunu gözleriyle görüyordu."- A. İlhan
ikiyüzlü
salüs
İkiyüzlü
mürai