Tom made one serious omission.
- Tom ciddi bir ihmalde bulundu.
I cannot, however, neglect his warning.
- Fakat onun uyarısını ihmal edemem.
Tom neglected his family.
- Tom ailesini ihmal etti.
Liisa accused me of negligence.
- Liisa beni ihmalkarlıkla suçladı.
The opposition accused the prime minister of negligence.
- Muhalefet başbakanı ihmalkarlıkla suçladı.
He is neglecting his research these days.
- O, bu günlerde yaptığı araştırmayı ihmal ediyor.
Tom was accused of neglecting his duty.
- Tom görevini ihmal etmekle suçlandı.
It was careless of you to forget your homework.
- Ev ödevini unutman senin ihmalkarlığındı.
It was careless of me to forget to lock the door.
- Kapıyı kitlemeyi unutmak benim ihmalkarlığımdı.