işlenmek

listen to the pronunciation of işlenmek
Turkish - English
to be treated, be discussed formally
to go in and out of (a place) through (an opening)
to be processed, be worked up
işlenme
processing
işle
function as

Some English adverbs function as adjectives. - Bazı İngilizce zarflar sıfat olarak işlevini yerine getirir.

işle
{f} manipulated

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
manipulate

Sami manipulated Layla to do his dirty work. - Sami, Leyla'yı kirli işlerini yapması için yönlendirdi.

işle
{f} process

We eat more processed food than natural food. - Doğal gıdalardan çok işlenmiş gıdalar yiyoruz.

All the same, we still need a scientific account of how exactly pains are caused by brain processes. - Buna rağmen, bizim hâlâ ağrıların beyin işlemleri tarafından tam olarak nasıl neden olduğu hakkında bilimsel bir açıklamaya ihtiyacımız var.

işle
{f} cultivated

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

işle
cultivate

They cultivated the land. - Onlar toprağı işlediler.

They say Zen cultivates our mind. - Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

işle
{f} processing

The customer is responsible for bank transfer processing fees. We thank you for your understanding. - Müşteri banka havalesi işlem ücretlerinden sorumludur. Anlayışınız için size teşekkür ederiz.

Two more food processing plants closed down this month. - Bu ay iki tane daha gıda işleme tesisi kapatıldı.

işle
till
işle
brocade
işle
engraving
işle
{f} handle

Your car handles easily. - Senin araban kolayca işler.

Tom can't handle this job on his own. - Tom tek başına bu işle başa çıkamaz.

işle
engrave
Turkish - Turkish
İşleme işi yapılmak
İşleme işi yapılmak: "Baş tarafına, büyük yatlarda olduğu gibi, yaldızlı bir çiçek işlenmişti."- S. F. Abasıyanık
işlenme
İşlenmek işi
işlenmek
Favorites