hurt; wound; harm, damage; insult, offense

listen to the pronunciation of hurt; wound; harm, damage; insult, offense
English - Turkish

Definition of hurt; wound; harm, damage; insult, offense in English Turkish dictionary

injury
zarar
injury
(Askeri) YARALANMA, ZEDELENME, SAKATLIK: Kırık, yara, burkulma, incinme, çıkık, sarsıntı, ezilme ve benzeri haller için kullanılan terim. Bu terim; ayrıca çok sıcaktan veya devamlı olarak sıcağa maruz kalmaktan doğan halleri de ihtiva eder. Bir toksik veya zehirli maddeye maruz kalmaktan ileri gelen şiddetli zehirlenmelerde -kirletilmiş yiyeceklerden meydana gelenler hariç injury olarak sınıflandırılır. Bak. "battle casualty", "casualty", "disabling" injury", "non-battle injury"
injury
dokunca
injury
{i} yara

Uzun yolculuk onun yarasını ağırlaştırmış. - The long trip aggravated her injury.

Egzersiz yapmadan önce yaralanmayı önlemek için gerinirim. - I stretch before exercising to prevent injury.

injury
(İnşaat) yaralanma

Alkolle ilgili ölümün dört ana nedeni vardır. Araba kazalarından ya da şiddetten yaralanma biri, karaciğer sirozu, kanser, kalp ve kan sistemi gibi hastalıklar diğerleri. - There are four main causes of alcohol-related death. Injury from car accidents or violence is one. Diseases like cirrhosis of the liver, cancer, heart and blood system diseases are the others.

Egzersiz yapmadan önce yaralanmayı önlemek için gerinirim. - I stretch before exercising to prevent injury.

injury
{i} incitme
injury
{i} kırma
injury
tahribat
injury
(Askeri) sakatlık

Sakatlık tahmin ettiklerinden daha ciddiydi. - The injury was more serious than they had supposed.

injury
ziyan
injury
hasar

Agrafili insanlar bir beyin hasarı nedeniyle yazı yazamazlar. - People with agraphia can't write due to a brain injury.

injury
(Tıp) Zedelenme, yaralanma, bozulma
injury
{i} eza, üzgü
injury
(Biyoloji) incinme
injury
{i} haksızlık
injury
yaralanma/yara
English - English
{i} injury
hurt; wound; harm, damage; insult, offense
Favorites