Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
- The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
Dün hayvanat bahçesine gittim ve iri bir denizayısı gördüm.
- Yesterday I went to the zoo and saw a huge walrus.
İki iri boğa fili, hangisinin yeni nesil babası olacağını belirlemek için birkaç gün boyunca düello yaptı.
- Two huge bull elephants duelled for several days to determine which one would father the next generation.
Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.
- Seen from the sky, the river looked like a huge snake.
Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- The lion opened its huge mouth and roared.
Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı.
- The huge tanker has just left the dock.
Deney devasa bir başarıydı.
- The experiment was a huge success.
Muazzam kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.
- She lost sight of her friend in the huge crowd.
Muazzam bir insan kalabalığı bekledi.
- A huge crowd of people waited.
O, büyük bir evde yaşıyor.
- He lives in a huge house.
Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
- The boy has a huge bump on his head. No wonder he cried so much!
Çok büyük bir kaya parçasını hareket ettirmek çok zor olacak.
- Moving a huge boulder is going to be very hard.
Çok büyük bir hata yapıyorsun.
- You're making a huge mistake.
Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.
- Seen from the sky, the river looked like a huge snake.
Böyle kocaman bir çileği ilk defa görüyorum.
- This is the first time I've seen a strawberry this huge.
It became hugely successful.
The castle was huge.
In our league our coach is huge!.
... hugely mind bogglingly large that it's getting hard to ...
... silver-bullet solution to any of these hugely complex ...