hoşlanmama

listen to the pronunciation of hoşlanmama
Turkish - English
distaste
aversion
disrelish
dislike

I don't know Tom well enough to dislike him yet. - Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum

Tom is an easy guy to dislike. - Tom hoşlanmaması kolay bir adamdır.

dislike, aversion (to), distaste
antipathy
dislike for
dislike of
allergy
disfavour
hoşlanmamak
{f} dislike

I don't know Tom well enough to dislike him yet. - Ondan hoşlanmamak için Tom'u henüz yeterince iyi tanımıyorum

hoşlan
enjoy

Most young adults enjoy going out at night. - Çoğu genç yetişkin geceleyin dışarı çıkmaktan hoşlanır.

He enjoyed reading detective stories. - O, polisiye hikâyeler okumaktan hoşlandı.

hiç hoşlanmama
loathing
hoşlanmamak
(Dilbilim) put off
hoşlanmamak
regard with disfavour
hoşlan
care for

I don't care for the way he talks. - Onun konuşma şeklinden hoşlanmıyorum.

I don't care for sports. - Sporlardan hoşlanmam.

hoşlan
{f} liking

What's the difference between liking and loving someone? - Birinden hoşlanmak ve birini sevmek arasındaki fark nedir?

Mary's boss is a bit too tactile for her liking. - Meryem'in patronu, onun hazzetmeyeceği kadar temastan hoşlanan biri.

hoşlanmamak
hate
hoşlanmamak
can't stand
hoşlanmamak
(neg. form of hoşlanmak ) not to dislike
hoşlanmamak
to dislike, to take an aversion (to)
hoşlanmamak
have down on smb
hoşlanmamak
disfavor
hoşlanmamak
{f} shrink
hoşlanmamak
not to like
hoşlanmamak
regard with disfavor
hoşlanmamak
aversion
hoşlanmamak
dread
hoşlanmamak
mislike
hoşlanmamak
{f} detest
hoşlanmamak
{f} bar
hoşlanmama
Favorites