hern

listen to the pronunciation of hern
English - Turkish
(Hayvan Bilim, Zooloji) balıkçıl
heron
balıkçıl

Bir balıkçıl, bir yengeç, çok sayıda balık ve diğer canlılar bir havuzda yaşardı. - A heron, a crab, lots of fish and other creatures used to live in a pond.

Balıkçıl her gün yemek için avlanmak zorundadır. - The heron had to hunt for food every day.

hers
dişil onunki
hers
onun

Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık. - We compared his work with hers.

Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi. - Tom told Mary that he didn't think it was a good idea for her to go jogging in the park by herself.

hers
(dişil) onunki
heron
Ardeola ra
heron
purple heron erguvani baIıkçıl
heron
(isim) balıkçıl
heron
Egretta alba
heron
great white heron akbalıkçıl
heron
Ardea purpurea
heron
night heron gece balıkçılı
heron
squacco heron alaca balıkçıl
hers
onunki

Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık. - We compared his work with hers.

Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce. - My books are in Romanian; hers are in English.

hers
{z} dişil onunki; onun: Take hers. Onunkini al. That's hers. O onun. That damn goat of hers is eating my roses. Onun o kör olası keçisi
hern

    Turkish pronunciation

    hırn

    Pronunciation

    /ˈhərn/ /ˈhɜrn/

    Etymology

    () From Middle English herne, hyrne, from Old English hyrne (“corner”), from Proto-Germanic *hurnjō, *hurnjōn (“projecting point, corner, angle”), from Proto-Indo-European *k'era(w)-, *k'rū- (“horn”). More at hirn.
Favorites