Evin içi hoş ve ılıktı.
- It was nice and warm inside the house.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
- I like my soup to be warm, not hot.
Bir sürü samimi sözler söylendi.
- A lot of warm words were said.
Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
- The new president was a warm and friendly man.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
- I can remember the warmth of her hands.
Bugün hava çok sıcak.
- It's very warm today.
Bugün güzel ve sıcak.
- It's nice and warm today.
Onun sıcak kişiliği güzelliğine çekicilik katıyor.
- Her warm personality adds charm to her beauty.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
- Tom is warm and generous.
Kendisini ateşle ısıttı.
- She warmed herself by the fire.
Isıtmak için ellerine üfledi.
- She blew on her hands to warm them.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
- This family gave me a warm welcome.
O, oğlunu içtenlikle kucakladı.
- He embraced his son warmly.