English - Turkish
Definition of having a thick edge or point, as an instrument; dull; not sharp in English Turkish dictionary
- blunt
- köreltmek
- blunt
- kesmez
- blunt
- küt
- blunt
- bıçak vb kör
- blunt
- körleştirmek
- blunt
- {f} körleştir
- blunt
- keskin olmayan,v.körleştir: adj.keskin olmayan
- blunt
- kaba
- blunt
- {f} kesmek (iştah vb)
- blunt
- anlayışı kıt
- blunt
- {s} kör
Kılıcım kör olabilir ama o senin gibi biri için fazlasıyla yeterli.
-My sword may be blunt, but that's more than enough for someone like you.
Kalem körelmiş. Keskinleştirmeye ihtiyacı var.
-The pencil is blunt. It needs sharpening.
- blunt
- {s} anlayışsız
- blunt
- (Tıp) Hissetme yeteneği azalmış kimse, hissiz
- blunt
- açıkça
Hiç kimse bunu çok açıkça söylemeyecek ama bunun özü odur.
-Nobody will say it so bluntly, but that is the gist of it.
- blunt
- {s} patavatsız
- blunt
- önünü almak
- blunt
- gabi
Related Terms
English - English
Definition of having a thick edge or point, as an instrument; dull; not sharp in English English dictionary
- blunt
having a thick edge or point, as an instrument; dull; not sharp
Hyphenation
ha·ving a thick edge or point, as an instrument; dull; not sharpPronunciation
Resimler
Favorites