harca

listen to the pronunciation of harca
Turkish - English
{f} spending

My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price. - Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth. - Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.

spend

Spend money and enjoy life! - Para harca ve hayattan zevk al!

She earns more than she spends. - O harcadığından daha fazla para kazanıyor.

{f} spent

I've spent 500 dollars in one day. - Bir günde 500 dolar harcadım.

McKinley spent three-and-a-half-million dollars. - McKinley, üç buçuk milyon dolar harcadı.

pay out
expend

The expenditure totaled 200,000 yen. - Harcama 200.000 yen'i buldu.

They will need to reduce their expenditures. - Onların harcamalarını azaltmaları gerekecek.

payout
Turkish - Turkish

Definition of harca in Turkish Turkish dictionary

HARCA'
(Osmanlı Dönemi) Ayakları beline varana kadar beyaz olan koyun