harçlık

listen to the pronunciation of harçlık
Turkish - English
{i} allowance

Tom is living on an allowance from his parents. - Tom anne ve babasından aldığı harçlıkla yaşıyor.

I approached my father about an increase in allowance. - Ben harçlıkta bir artış hakkında babamla görüştüm.

pocket money
spending money
allowance, pocket money
pocket money, allowance
spend
pin money
Turkish - Turkish
Ufak tefek ihtiyaçlar için ayrılmış para
Ufak tefek ihtiyaçlar için ayrılmış para: "Yanıma epeyce yol harçlığı almıştım."- Y. K. Karaosmanoğlu
harçlık
Favorites