grief, sorrow

listen to the pronunciation of grief, sorrow
English - Turkish

Definition of grief, sorrow in English Turkish dictionary

care
{f} önem vermek
care
önemsemek
care
umursamak
care
aldırmak
care
{i} itina

Onu itinayla ambulansa kaldırdılar. - They lifted him carefully into the ambulance.

care
{i} özen

Tom büyük özenle kalktı. - Tom rose with great care.

Kış havasında araba kullanırken önemli ölçüde özen, tavsiye olunur. - Considerable care is advised when driving in winter weather.

care
{i} aldırış
care
iplemek
care
kaygı

Tom mutlu ve kaygısızdı. - Tom was happy and carefree.

Annem, kaygısız, neşeli ve iyi huyludur. - My mother is carefree, cheerful and good-natured.

care
istemek
overcome by grief or sorrow
keder veya üzüntü ile üstesinden
care
{i} himaye
care
kaygı/ilgi/koruma/özen
care
(Tıp) İhtimam, bakım
care
{f} merak etmek
care
{i} ilgi

İyi bir işçi her zaman aletleriyle ilgilenir. - A good workman always takes care of his tools.

Bebekle kim ilgilenecek? - Who will take care of the baby?

care
{i} üzüntü

Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar. - Cares and worries were pervasive in her mind.

care
{i} yapılması gereken şey
care
{i} merak

Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum. - I wonder if Tom and I can take care of ourselves.

Beni gerçekten sevip sevmediğini merak ediyorum. - I wonder if you have ever really cared for me.

care
{f} kafaya takmak
English - English
care

Than Feraunte his cosyn had grete care and cryed full lowde .

grief, sorrow
Favorites