You've got a minute to go and return.
- Gidip geri dönmek için bir dakikan var.
I want to return home, as I prefer to study and to succeed in life.
- Okumayı ve hayatta başarılı olmayı tercih ettiğim için eve geri dönmek istiyorum.
Tom didn't want to go back to where he was born.
- Tom doğduğu yere geri dönmek istemiyordu.
Tom had to go back the way he'd come.
- Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
Do you want to come back to my office?
- Ofisime geri dönmek istiyor musun?
We'll have to come back.
- Geri dönmek zorunda kalacağız.
I have to get back to Boston.
- Boston'a geri dönmek zorundayım.
I'll have to get back to you.
- Sana geri dönmek zorunda kalacağım.
I want to return to work.
- İşe geri dönmek istiyorum.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
It's too late to turn back.
- Geri dönmek için çok geç.
It's too late to turn back now.
- Şimdi geri dönmek için çok geç.
Turkish envoy heads back to united states.
It's so nice to be back.
- Geri dönmek çok güzel.
Tom doesn't have to be back until tomorrow.
- Tom yarına kadar geri dönmek zorunda değil.
In 1900 he left England, never to return.
- 1900 yılında İngiltere'den ayrıldı, asla geri dönmedi.
It's unlikely that Tom will ever return home.
- Tom'un eve geri dönmesi olası değil.
You should go back right now.
- Şu an geri dönmelisin.
Do you think I'm too old to go back to school?
- Benim okula geri dönmek için çok fazla yaşlı olduğumu düşünüyor musunuz?
Go back to your seat.
- Koltuğunuza geri dönün.
Tom certainly wouldn't be pleased if Mary decided to go back to work.
- Mary işe geri dönmeye karar verse, Tom kesinlikle memnun olmaz.
Tom has to get back to work.
- Tom işe geri dönmek zorunda.
I'll stay here till you get back.
- Sen geri dönünceye kadar burada bekleyeceğim.
Tom will be returning soon.
- Tom yakında geri dönecek.
The typhoon prevented us from returning to Tokyo.
- Tayfun bizim Tokyo'ya geri dönmemizi engelledi.
In order to return to our era, what should we do?
- Çağımıza geri dönmek için ne yapmalıyız?
When will you return?
- Ne zaman geri döneceksin?
He returned to America.
- Amerika'ya geri döndü
He returned home three hours later.
- Üç saat sonra eve geri döndü.