Students should develop their reading skills.
- Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
- Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
He is engaged in developing new materials.
- Yeni malzemelerin geliştirilmesi ile uğraşmaktadır.
I'm interested in improving my German.
- Almancamı geliştirmekle ilgiliyim.
I'm improving my knowledge of Breton.
- Ben Bretonca bilgimi geliştiriyorum.
Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
- İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
Musical talent can be developed if it's properly trained.
- Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
Reformers aim to improve the government.
- Reformcular hükümeti geliştirmeyi hedefliyor.
That's something we'll improve on.
- Bu geliştireceğimiz bir şey.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
He is making good progress in playing the piano.
- Piano çalmada kendini iyi geliştiriyor.
Tom is working hard to improve his English.
- Tom İngilizcesini geliştirmek için çok çalışıyor.
Tom really wants to improve.
- Tom gerçekten geliştirmek istiyor.
You've definitely improved.
- Kesinlikle geliştirdin.
You've improved your English.
- İngilizceni geliştirdin.
Can't you enhance the image?
- İmajını geliştiremez misin?
So-called winter time is expected to enhance the college reform.
- Sözde kış döneminin üniversite reformunu geliştirmesi bekleniyor.
This species has evolved resistance to the disease as a result of natural selection.
- Bu türler, doğal seleksiyonun bir sonucu olarak hastalığa karşı direnç geliştirmiştir.
Human beings evolved their intelligence.
- İnsan, zekasını geliştirdi.
She quickly devised a plan to skip school and go to the party.
- O, okulu asmak ve partiye gitmek için çabucak bir plan geliştirdi.
They devised ingenious solutions.
- Onlar ustaca yapılmış çözümler geliştirdiler.
I saw him coming upstairs.
- Onu üst kata gelişini gördüm.
We could all see it coming, couldn't we?
- Hepimiz onun gelişini gördük, değil mi?
The arrival of the troops led to more violence.
- Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.
She informed him of her arrival.
- O, gelişi hakkında onu bilgilendirdi.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Legends of vampires flourish in the Balkans.
- Vampir efsaneleri Balkanlar'da gelişir.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
The advent of the euro is the beacon for the new millennium.
- Euronun gelişi yeni binyılın işaretidir.