gelenek

listen to the pronunciation of gelenek
Turkish - English
{i} custom

Many old customs are gradually dying out. - Çok sayıda eski gelenek yavaş yavaş ortadan kalkıyor.

I think this kind of custom is unique to Asian countries. - Bu tür gelenek Asya ülkelerine özgüdür.

{i} tradition

This tradition arose in China. - Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

precedent
way

The traditional way of learning a language may satisfy at most one's sense of duty, but it can hardly serve as a source of joy. Nor will it likely be successful. - Bir dil öğrenmenin geleneksel yolu olsa olsa birinin görev duygusunu tatmin edebilir ama o bir sevinç kaynağı olarak hizmet edemez. Ayrıca muhtemelen başarılı olmayacaktır.

usage
customs
(Hukuk) convention
groove
tradition, custom, convention
observance
institutional
folkway
form
gelenek görenek
customs
gelenek görenek
traditions
gelenek hukuku
(Kanun) common law
gelenek dışı yöntemler
unconventional techniques
gelenek karşıtlığı
unorthodoxy
gelenek ve görenekler
antiquities
gelenek yönelimli
(Pisikoloji, Ruhbilim) tradition-directed
dini gelenek
ritual
gelenekler
folkways
gelenekler
(Ticaret) institution
gelenekler
{i} customs

Marriage customs differ by country. - Evlilik gelenekleri ülkelere göre değişir.

Many old customs are gradually dying out. - Birçok eski gelenekler yavaş yavaş ortadan kayboluyorlar.

halkın kendiliğinden uyduğu gelenek
The tradition of public self-compliance
gelenekler
mores
gelenekler
unwritten law
gelenekler
custom

Many old customs are gradually dying out. - Birçok eski gelenekler yavaş yavaş ortadan kayboluyorlar.

Sending year-end gifts is one of the customs peculiar to Japan. - Yıl sonu hediyeleri gönderme Japonya'ya özgü geleneklerden biridir.

kelt gelenek ve deyişleri
celticism
kulaktan kulağa yayılarak gelen gelenek
auricular tradition
mahalli gelenek
local custom
öteden beri süregelen gelenek
an unbroken custom
Turkish - Turkish
Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane: "Şair yeni bir dil yaratabilir ama bunun için gereken gücü gelenekten alır."- N. Ataç
anane
tradisyon
an'ane
gelenek
Favorites