gedrängt

listen to the pronunciation of gedrängt
German - Turkish
{gıdreng} sıkışık
gıdreng sıkışık
sıkışık; özlü, veciz¡
çağırdı
English - Turkish

Definition of gedrängt in English Turkish dictionary

pressed
{s} sıkışık

Paraya sıkışık değilim. - I'm not pressed for money.

O her zaman paraya sıkışıktır. - He is always pressed for money.

edged
ağızlı
pressed
baskılanmış
pressed
preste sıkıştırılmış
pressed
sıkılmak
pressed
-si olmayan
edged
kenarlı

Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır. - A sharp tongue is the only edged tool that grows keener with constant use.

elbowed
dirsek

Tom beni kaburgalarımdan dirsekledi. - Tom elbowed me in the ribs.

O, kaburgalarıma dirsek vurdu. - He elbowed me in the ribs.

pressed
preslenmiş
edged
{s} keskin

Keskin bir dil sürekli kullanımla keskinleşen tek kenarlı bir araçtır. - A sharp tongue is the only edged tool that grows keener with constant use.

edged
{s} uçlu
edged
{s} sivri
pressed
(sıfat) sıkışık, sıkışmış, ütülenmiş, preslenmiş, sıkıştırılmış
pressed
pressed brick fırına sürülmeden önce kalıba konulmuş tuğla
pressed
be pressed for time vakti olmamak
pressed
acele işi olmak
pressed
{s} sıkışmış