I can't get by on such a small income.
 - Böylesine küçük bir gelirle geçinemem.
It's hard to get by on minimum wage.
 - Asgari ücretle geçinmek zordur.
Tom doesn't earn enough money to support a woman like Mary.
 - Tom Mary gibi bir kadını geçindirmek için yeterli para kazanmıyor.
He is working hard to support his family.
 - Ailesini geçindirmek için çok çalışıyor.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
 - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.
It takes a lot of money to keep up such a big house.
 - Böylesine büyük bir evi geçindirmek için çok para gerekir.