ganz klar

listen to the pronunciation of ganz klar
English - Turkish

Definition of ganz klar in English Turkish dictionary

clearly
açık bir biçimde

Profesör, çalışmasının konusunu kısa ve açık bir biçimde anlattı. - The professor briefly and clearly described the topic of his study.

Düşünceni daha açık bir biçimde açıkla! - Explain your idea more clearly.

clearly
açıkça

O, konuyu açıkça belirtmiştir. - He clearly stated that point.

Şirkette açıkça konuşmalısın. - You must speak clearly in company.

clearly
apaçık

Hâlâ apaçık hatırlıyorum. Yedi ya da sekiz yıl önceydi. Tam olarak nerede? Sen de orada mıydın? - I still clearly remember. It was seven or eight years ago. Where exactly? Were you also there?

evidently
besbelli

Onun benimle konuşmak istemediği besbelli. - Evidently he does not want to speak to me.

Tom bu sabah erken saatlerde besbelli buradaydı. - Tom evidently was here early this morning.

clearly
açık seçik
clearly
kesinlikle
clearly
düpedüz
evidently
açıkça

Açıkçası, o bir hata yaptı. - Evidently, he's made a mistake.

Akşamleyin bana mesaj atacağını söyledin ama açıkça yalan söyledin. - You said you would text me in the evening, but you lied, evidently.

clearly
şüphesiz

Wilson kazanmak için şüphesiz en iyi şansa sahipti. - Wilson clearly had the best chance to win.

Şüphesiz Tom'da potansiyel var. - Tom clearly has potential.

clearly
anlaşılır biçimde

Ben anlaşılır biçimde düşünmüyordum. - I wasn't thinking clearly.

Bu anlaşılır biçimde düzeltilmedi. - This clearly hasn't been proofread.

clearly
açık açık
evidently
[adv] açıkça
evidently
gözle görülür biçimde