What are his official job duties?
 - Onun resmî iş görevleri nelerdir?
Taking care of the baby is my job.
 - Bebeğin bakımı benim görevim.
You must carry the task through to the end.
 - Sonuna kadar görevi taşımalısın.
The trainee could hardly bear the burden of the task.
 - Stajyer, görevin yüküne dayanamadı.
Each person has a duty to do.
 - Her insanın yapacak bir görevi vardır.
The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.
 - Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
Can I give you the assignment?
 - Sana görev verebilir miyim?
I was abroad on an assignment.
 - Ben bir görev için yurt dışındaydım.
Mr Tom Jones has agreed to serve as the project leader for this new work item.
 - Bay Tom Jones bu yeni iş için proje lideri olarak görev yapmayı kabul etti.
Tom worked as a gas station attendant.
 - Tom bir benzin istasyonu görevlisi olarak çalıştı.
Tom couldn't understand what the purpose of the mission was.
 - Tom görevin amacının ne olduğunu anlayamadı.
He was given an important mission.
 - Ona önemli bir görev verildi.
We can't function like this.
 - Böyle görev yapamayız.
He resigned from his office.
 - O görevinden istifa etti.
John Adams took office in 1797.
 - John Adams, 1797 yılında göreve başladı.
He is employed in a bank.
 - O, bir bankada görevlidir.
While employed at the bank, he taught economics at college.
 - Bankada görevlendirildiğinde ,kolejde ekonomi öğretti.
The president appointed each man to the post.
 - Genel müdür her bir adamı görevine atadı.
It will take her at least two years to be qualified for that post.
 - Onun bu görev için nitelikli olması en az iki yılını alacak.
The Board of Trustees voted to divest the organization's overseas holdings.
 - Mütevelli Yönetim kurulu yurt dışı holdingleri görevden almak için oy kullandı.
Tom has a great talent for the assignment of tasks.
 - Tom'un görev dağılımı için büyük bir yeteneği var.
Only half of all military planes can fight. The rest are used for other tasks.
 - Askerî uçakların sadece yarısı savaşa katılabilir. Kalanlar ise başka görevler için kullanılır.
Tom has already done his part.
 - Tom zaten görevini yaptı.
I plan on doing my part.
 - Görevimi yapmayı planlıyorum.
I had my military service in Ankara.
 - Askerlik görevimi Ankara'da yaptım.
Sami finished his two years of military service.
 - Sami iki yıllık askerlik görevini bitirdi.
He has received a commission as a naval officer.
 - O bir deniz subayı olarak bir görev aldı.
A friend of mine commissioned a well-known artist to paint a portrait of his wife.
 - Arkadaşlarımdan biri iyi-tanınmış bir sanatçıyı onun karısının portresini yapması için görevlendirdi.
My elder brother got a position in a big business.
 - Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
He is seeking a new position.
 - Yeni bir görev arıyor.
You must put up with your new post for the present. I'll find you a better place one of these days.
 - Şu an için yeni görevinize katlanmalısın. Sana bugünlerden birinde daha iyi bir yer bulacağım.
My elder brother got a position in a big business.
 - Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.
Tom hasn't been officially charged.
 - Tom resmi olarak görevlendirilmedi.
The boss put me in charge.
 - Patron beni görevlendirdi.