She devoted herself to the volunteer activity.
- O, gönüllü faaliyetine kendini adamış.
Few elephants would volunteer to move to Europe.
- Birkaç fil Avrupa'ya taşınmak için gönüllü olurdu.
This organization relies entirely on voluntary donations.
- Bu örgüt tamamen gönüllü bağışlara dayanmaktadır.
This was totally voluntary.
- Bu tamamen gönüllüydü.
She is willing to do anything for me.
- Benim için herhangi bir şeyi yapmaya gönüllü.
I'm pretty sure Tom's willing to help us.
- Tom'un bize yardım etmek için gönüllü olduğundan oldukça eminim.
Tom did it voluntarily.
- Tom onu gönüllü olarak yaptı.
Did Tom sign that confession voluntarily?
- Tom bu itirafı gönüllü olarak imzaladı mı?
Please accept my humble apologies.
- Lütfen alçak gönüllü özrümü kabul et.
The humble man is getting along with his neighbors.
- Alçak gönüllü adam komşuları ile iyi geçiniyor.
There were no volunteers for the job.
- İş için gönüllüler yoktu.
They are in need of volunteers.
- Onların gönüllülere ihtiyacı var.
Güzel çehreli müsteşar bey, nazır beyin kapıcısından daha alçak gönüllü idi.- Ö. Seyfettin.