from a place; hence

listen to the pronunciation of from a place; hence
English - Turkish

Definition of from a place; hence in English Turkish dictionary

away
uzakta

O, otelden çok uzakta değildir. - It is not far away from the hotel.

O uzakta tatilde olamaz. - She can't be away on holiday.

away
başka yere gitmişolmak
away
deplasman maçı
away
(zarf) uzakta, uzağa, uzak, durmadan, yok, bir yana, devamlı
away
{s} rakip sahada
away
devamlı
away
kapılmak
away
yok

Onun kaçmaktan başka seçeneği yoktu. - He had no choice but to run away.

Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor. - Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.

away
bir tarafa
away
bir yere

Uzak bir yere gidelim. - Let's go somewhere far away.

Tom'un güvenli bir yere gizlenmiş biraz parası var. - Tom has some money stashed away.

away
buradan

Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız. - I think we should get away from here for a few days.

Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum. - I want a boat that'll take me far away from here.

away
-dan
away
deplasmanda oynanan
away
durmadan

Tüm öğleden sonra durmadan uyudum. - I slept the whole afternoon away.

away
-den
away
başka yönde
away
buradan, şuradan, oradan: Go away! Git buradan!
away
kesip atmak
away
carry away alıp götürmek
English - English
away
from a place; hence
Favorites